Türkiye'nin güneş enerjisi kurulu gücü, geçen yıl şebekeye 1149 megavatlık güneş santralinin de dahil olmasıyla 7 bin 816 megavata çıktı.
Dünya genelinde enerji ihtiyacı büyük oranda kömür, petrol ve doğal gaz gibi kaynaklardan karşılanıyor. Bu kaynaklar her yıl azalıyor. Fosil yakıtların tüketilmesi, çevre kirliliğine ve oluşturdukları sera etkisi de küresel ısınma ve iklim değişikliğine neden oluyor.
Türkiye, son yıllarda enerji ihtiyacını "temiz enerji" olarak adlandırılan yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamak ve enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için çalışmalarını artırdı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerinden derlenen bilgiye göre, Türkiye'nin güneş enerjisinden enerji üretim serüveni, 2014 yılında 40 megavat kurulu güçle başladı.
Desteklemelerin de etkisiyle her yıl büyüyen kurulu güç, 2015 yılında 249, 2016'da 833 megavata çıktı. En fazla artışın olduğu 2017'de ise bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 311'lik artışla 3 bin 421 megavata yükseldi.
Geçen yıl ise 1149 megavatlık yeni güneş santrali şebekeye dahil oldu. Böylece ülkenin güneş enerjisi kurulu gücü, 7 bin 816 megavata ulaştı.
"Türkiye'de güneş enerjisinden faydalanamayacağımız bir yer yok"
Çevreci Enerji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Şallı, güneş enerjisi kurulu gücündeki artışın "muazzam" olduğunu belirterek, bu artışta sağlanan desteklerin büyük önem taşıdığını kaydetti.
Gerek iklim kriziyle gerekse de ülkenin enerji bağımsızlığı mücadelesinde yenilenebilir enerji kaynaklarının önem arz ettiğini vurgulayan Şallı, "Güneş enerjisinden faydalanmak için güneşli gün, bulutsuzluk ve nem oranı önemli kriterler. Türkiye sınırları içinde güneş enerjisinden faydalanamayacağımız bir yer yok. Güneyde Antalya'dan kuzeyde Karadeniz'e kadar her yerde faydalanabilirsiniz. Oraların daha bulutlu ya da rüzgarlı, yağmurlu olması bundan faydalanmamızı engellemiyor. Örneğin Almanya bizim kuzeyimizde yer alıyor. Buna rağmen kurulu gücü oldukça fazla." diye konuştu.
Şallı, güneş enerjisi santrallerinin Ege Bölgesi ile Karaman, Antalya, Isparta çevresinde yoğunlaştığını aktararak, şöyle devam etti:
"2022 ve bundan sonraki süreçte çok daha önemli durumlar söz konusu. İklim kriziyle mücadelede Meclisimiz, Paris İklim Anlaşması'nı imzaladı. Bu doğrultuda oluşturulacak eylem planları ve belediyelerin sürdürülebilir iklim eylem planları kapsamında yenilenebilir enerji yatırımları gerçekleştirilmek zorunda. Mevzuatın da değişmesi ve yatırımcının en büyük girdisinin elektrik maliyeti olduğu göz önüne alındığında güneş enerjisi yatırımlarının artacağını düşünüyoruz."
Gelecek dönemde ihracatçı firmaların Avrupa pazarında rekabetçi olmaları için de yenilenebilir enerji kaynaklarının büyük önem taşıdığını belirten Tolga Şallı, "Güzel vatanımız sadece rüzgar, güneş değil, biyokütle, jeotermal ve diğer kaynaklarla bir bütün. Bazı ülkelerin sadece jeotermal kaynağı çok yüksekken, bazı ülkelerin sadece hidroelektrikten elektrik üretme gücü çok fazlayken bizde hepsinden var. Bunların hepsinden enerji sağlarsak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin enerji bağımsızlığındaki yolunu daha hızlı alınabilecek ve iklim kriziyle mücadeleyle ilgili önemli adımlar atmış olacağız." ifadelerini kullandı.